Alaçatı

Antik çağdaki adı Agrilia olan Alaçatı'ya Erken Osmanlı Tarihinde Yaya Müsellem (Süvari Piyade) köyü olarak nitelendirilir. Bu dönemde köye yerleşen Alacaat Aşiretinden dolayı da adını Alacaat olarak alır.

1830 lu yıllarda köyün önde gelenlerinden Hacı Memiş Ağa o dönemdeki depremler sebebiyle yoksullaşan Sakız adasında yaşayan Rum halkını köyün güneyindeki bataklığı kurutabilmek adına işçi vasfıyla köye çağırır. Maksat, sıtmaya yakalanmış bir köyü kurtarmaktır. Karşılığında işçilere toprak imar edilir.

Sıtma ve kanal çalışması sebebiyle 1850-1890 yılları arasında yeni köy denizden birkaç km. içeriye kurulur.
Bu esnada tarlalarda, bağlarda çalıştırılmak maksadıyla bölgeya rumlar gelmeye devam etmektedir.

19. Yüzyılın sonunda rum nüfusu o kadar artmıştır ki Alacaat olan köyün adı Artık Alatzata'dır. 1873 de Alaçatı Belediye Teşkilatı kurulmuştur.

Bağcılık ve şarapçılık bölgenin en önemli ticaret merkezi haline getirmiştir Alaçatı'yı. Zamanının en parlak dönemini yaşayan Alaçatı 1914 Balkan savaşından kaçan göçmenlerin bölgeye yerleşmesiyle rumlar arasında panik ve dolayısıyla göç başlar.

1923 yılında Yünanistan ile yapılan anlaşma ile Rumlar ile Türkler takas edilir. Böylece bölgeye Bosna ve Kosovadan Boşnak ve Arnavutlar, Selanik, Kavala, İstanköy ve Girit mübadillerininde gelmesiyle kısa sürede Alaçatı'nın nüfusu tamamen değişir ve adınıda Alaçatı olarak alır.

Sonraki dönemde bağcılığı ve zeytinciliği bilmeyen halk, bağları söküp, bildiği tütüncülüğü ve hayvancılığı yapmaya çalışınca, bölgenin de elverişsiz olması sebebiyle zor günler yaşanır.

1990 lı yıllarda Alaçatı'yı keşfeden sörf tutkunları, bu denli kuvvetli rüzgara karşın hiç dalgalanmayan denizini üstüne üstlük insan boyunu geçmeyen koyunun da keşfiyle acemi sörfçüleri de bölgeye çekti. Alaçatı'da sörf turizmi başlamıştı.

Daracık sokaklarındaki mükemmel taş evlerinde keşfiyle Alaçatı en gözde tatil bölgelerinden biri haline geldi.

Deniz, köy ve taş ev mimarisinin birleştiği Alaçatı'da akabinde kendine has restoranlar, butik ve küçük oteller açılmaya başlandı. Cumbalı Konak, Alaçatı otelleri arasında en önemlilerinden biri.

Köy içinin trafiğe kapatılmasıyla Alaçatı'nın kaderi tamamen değişmiş oldu. Kemalpaşa caddesi artık ziyaretçilerin rahat rahat dolaşabileceği köy kahvelerinde ve restorantlarında oturabileceği bir çarşı haline gelmişti. Alaçatı nın büyüsü kulaktan kulağa yayılıyordu...

t>